Stres ve kaygı insan hayatını farklı durumlarda ve beklenmedik şekillerde etkileyebilmektedir. Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız stres ve kaygı ile değişebilmekte, yaşam standartlarımız olumsuz manada etkilenmektedir. Özellikle son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde stres en çok rastlanan hastalık olmakta, çoğu kişi de bunun bir rahatsızlık olduğunu fark etmeden ya da kabullenmeden yaşamına devam etmektedir.

Stres ve kaygı yaratan durumlara uyum sağlama ya da onu değiştirmekle uğraşma bilişsel, fizyolojik ve davranışsal tepkilerin oluşmasına neden olur. Stres yaratan durumlar ekseriyetle insanlarda endişe ve korku gibi negatif duyguların baş göstermesine neden olur.

Stres ve kaygının kaynağı farklı sebeplerden ortaya çıkabilir. Kimi zaman tıbbi bir hastalık veya fiziksel yaralanmadan dolayı fiziksel stres kaynakları ortaya çıkabilir. Ya da doğal afetler, yaşam biçiminin değişmesi gibi çevresel durumlardan kaynaklı ortaya çıkan stres de olabilir. Aile bireyleri arasında ortaya çıkan çatışmalar, ayrılık halleri, kişiler arası ilişkiler nedeniyle oluşan stres kaynakları ve daha başka etkenler stresi farklı açılardan ele almayı zorunlu kılar.

Stres ve kaygı tahmin edilemeyen, kontrol edilemeyen ve belirsiz durumlardır. Bunlar sonucunda diğer insanlarla içinde bulunulan ilişkilerde, aile yaşamında, arkadaş ilişkilerinde, başarı algısında, iş yaşamında ve daha başka hususlarda bozulmalar oluşabilir.

Stres ve kaygının gündelik hayata olumsuz etkileri sürecin uzunluğuyla bağlantılıdır. Bu yüzden gerek psikolojik destek alınmalı gerek diğer tedavi yollarına başvurulmalı gerekse aromalı tuzlar ve diğer şifalı otların kullanımı gibi yöntemler tercih edilmelidir. Firmamız doğal baharatların satışını yaptığı gibi stres ve kaygının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı bitkisel çözümlerle de yanınızdadır.

Stres ve Kaygının Başlıca Etkileri

Stres ve kaygı fiziksel ve psikolojik sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Bunlar da doğal olarak günlük hayattaki yaşam konforumuzun düşmesine yol açmaktadır. Bu açıdan önce stresin tanımına bakmakta fayda var. Stres, kişinin duygusal veya fiziksel durumuna karşı olası bir tehdit sezdiğinde beyninde veya vücudunda oluşan tepkiye denmektedir. Dolayısıyla bir olay ya da durumu kişi tehdit edici olarak algıladığı taktirde stres yaratabilmektedir. Bu açıdan stres ve kaygının başlıca etkilerini şöyle sıralayabiliriz:

· Stres ve kaygının kişisel etkileri: Stres kişide huzursuzluk, saldırganlık, depresyon, asabiyet, duyarsızlık, utanç, suçluluk gibi etkiler yanında sinirlilik, özsaygı düşüklüğü, yalnızlık, gerginlik ve karamsarlık oluşturabilir.

· Stres ve kaygının davranışsal etkileri: Stres kişide ilaç alımı, aşırı yeme, kaza eğilimi, aşırı alkol alımı, aşırı sigara içme, az konuşma, tahrik edici davranışlar, titreme, sinirsel kahkahalar yaratabilir.

· Stres ve kaygının bilişsel etkileri: Stres ile birlikte kişide karar verme ve konsantre olmada yetersizlik, eleştiriye aşırı duyarlılık, fazla unutkanlık, psikolojik engeller görülebilir.

· Stres ve kaygının psikolojik etkileri: Stresle beraber kan şekerinin yükselmesi, kan basıncının ve kalp atışlarının artması, terleme, ağız kuruluğu, gözbebeğinde genişleme, solunum güçlüğü, soğuk ve sıcak nöbetler, kol ve bacaklarda karıncalanma, halsizlik olabilir.

· Stres ve kaygının tıbbi etkileri: Stres ve kaygı sonucu adet görememe, göğüs ağrıları, sırt ağrıları, koroner kalp hastalıkları, ishal, baş dönmesi, şeker hastalığı, cinsel isteksizlik, ciltte lekeler, sedef, egzama ve boğazda şişlik görülebilir.

· Stres ve kaygının organizasyonel etkileri: Stres ile birlikte düşük endüstriyel ilişkiler, verimsizlik, görev başında bulunmama, işinden memnuniyetsizlik, nefret ortamı, kötü iş ortamı olabilir.

Stres ve Kaygıyı Hayatımızdan Çıkarmak

Stres ve kaygı insanlarda fiziksel ve ruhsal yapının en büyük düşmanlarındandır. Stresi hayatımızdan çıkardığımız taktirde başlıca şunlar olacaktır:

· Bağışıklık sistemi güçlenir.

· Beden dayanıklılığı artar.

· Kanser riski azalır.

· Sindirim sistemi daha sağlıklı olur.

· Zihin sağlığı artar.

· Daha uzun bir yaşam mümkün olur.

Stresin Cilde Etkileri

Stres ve kaygı üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yoğun stres altında kalan kişilerde birçok farklı dışavurum mevcuttur. Bunlardan en sık rastlanılan kişilerin ciltlerinde meydana gelen lekelenmeler, renk ve şekilde değişiklikleridir.

Egzama tıbbi olarak atopik dermatit olarak adlandırılır. Ciltte kuru, pullu yama tarzındaki lezyonlara, özellikle de yoğun kaşıntıya neden olan bir cilt rahatsızlığıdır. Eğer egzama olan cilt kaşınır ise kırmızı kabarık noktalar, cilt yüzeyinde açık kesikler, kalınlaşmış deri oluşabilir. Kaşıntı hissinin yoğunlaşması uykuyu zorlaştırır. Bunun neticesi olarak da yorgunluk, okulda ve işte kötü performans, günlük aktiviteleri gerçekleştirmede zorluk gibi yaşam kalitesini düşüren etkenler meydana gelebilir.

Egzamanın genetik ve çevresel nedenleri olabilir. Her yaştan ve cinsiyetten kişide meydana gelebilir. Çoğu kez egzama vakaları çocukluk döneminde başlasa da yetişkinlik döneminde de ilk egzama gelişimi olabilir.

Egzamada en sık ortaya çıkan semptomlar kuru pullu lezyonlar, kuru cilt, ciltte kalınlaşma, deride su toplama, ciltte kızarıklık, şişlik, cilt renginde değişiklik, duyarlılık, hassasiyet, kaşınma sırasında ciltte yaralanmalardır.

Egzama için çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Çeşitli bitkisel yağlar, bitkisel kürler ve çaylar kişinin rahatlamasına ve semptomların azalmasına neden olabilir. Aloe vera, papatya çayı, lavanta yağı, salatalık, sarı kantaron, meyan kökü, beyaz dut, Hindistan cevizi yağı, yulaf tozu, zerdeçal ve sirke kullanılabilecek bitkisel yöntemlerdir. Dilerseniz doktor gözetiminden sonra bitkisel tedavilere yönelebilirsiniz. Firmamızın tercihe sunduğu bitkisel yağlar arasında egzamaya uygun olanları tercih edebilirsiniz.

Stres ve kaygı ile birlikte en fazla anılan cilt rahatlıklarından birisi sedeftir. Sedef, cilt hücrelerinin normalden birkaç kat daha hızlı çoğalmasına neden olmaktadır. Bir diğer adı psoriasistir. Sedef ile birlikte ciltte beyaz pullarla kaplı engebeli kırmızı lekeler ortaya çıkar. Söz konusu pullu lekeler cildin herhangi bir yerinde büyüyebilse de çoğunlukla kafa dersinde, dirseklerde, sırtta ve dizlerde kendini gösterir.

Sedef bulaşıcı bir hastalık olmadığından kişiden kişiye geçmez fakat kimi zaman aynı aile bireylerinde görüldüğü olur. Özellikle erken yetişkinlikte sedef hastalığı görülür. Çoğu vakada cildin birkaç bölgesini etkileyebilir. Ancak ağır vakalarda vücudun büyük bir bölümü de sedef olabilir. Kırmızı lekeler zaman içinde iyileşebildiği gibi hayat boyu yeniden geri de gelebilir.

Sedef hastalığının kesin nedeni henüz tespit edilememiştir. Uzmanlar bu hastalığın birden çok faktörün kombinasyonuyla ortaya çıktığına inanmaktadırlar. Bağışıklık sistemindeki bir hata sedef nedeni olabilmektedir. Soy geçmişinde sedef hastalığı olması da bir etkendir.

Sedef hastalığında birtakım tetikleyiciler mevcuttur. Ciltte meydana gelen kesikler, cerrahi müdahaleler, sıyrıklar, duygusal stres, kaygı, sıtma ilaçları, tansiyon ilaçları, aşırı alkol, aşırı sigara kullanımı başlıca tetikleyicilerdir.

Sedef hastalığı kronik bir rahatsızlıktır. Bu yüzden tam olarak tedavisi mümkün değildir. Ancak mevcut tedavilerle semptomları büyük ölçüde azaltmak mümkündür. Çay ağacı yağı antiseptik özelliği ile sedefe karşı etkilidir. Ayrıca elma sirkesi, zerdeçal, zeytinyağı, aloe vera, epsom tuzu, limon suyu, Hindistan cevizi yağı semptomları azaltmak için kullanılabilir. Yine siyah üzüm çekirdeği, karabaş otu, çörek otu, lavanta en etkili bitkisel yöntemlerdir.

Saç Dökülmesinin Genetik Nedenleri

Stres ve kaygı cilt üzerinde çeşitli olumsuzluklar oluşturduğu gibi saçı da etkiler. Saç derisi ve saç telleri stres ve kaygıya bağlı olarak birtakım değişikliklere maruz kalır. Bununla birlikte saç dökülmesinin genetik nedenleri çok fazla merak edilmektedir.

Saç dökülmesinin genetik nedenleri kişinin genetik alt yapısına bağlı olarak kadın ve erkeklerde ergenlikle birlikte başlar. Bu tür saç dökülmesinde dihidrotestosteron (DHT) adı verilen erkeklik hormonunun bir türünün yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Yüksek testosteron androjeni tetiklemekte, yüksek androjen seviyesi de saç dökülmelerine neden olmaktadır. Genetik saç dökülmelerinin yüzde 90’ı erkeklerde olmaktadır.

Stres ve Kaygının Saç Sağlığına Etkileri

Saç dökülmesinin tek nedeni genetik değildir. Genetik nedenler dışında da saç dökülmelerine neden olan etkenler vardır. Mesela gebelik döneminde hormon seviyesindeki farklılıklar saç dökülmesine neden olabilir. Vücutta çinko, demir gibi minerallerin eksik olması saç dökülmesine neden olabilir. Bu durumda mineral takviyesi yapılarak dökülme durdurulabilir.

Stres ve kaygı saç dökülmelerinin en sık nedenlerinden birisidir. Düzensiz ve yetersiz beslenme, hareketsizlik gibi alışkanlıklarla birlikte yüksek stres ve kaygı kişinin tüm vücudunu etkilediği gibi saçlarını da etkiler. Bu noktada Saç dökülmelerinde stres ve kaygı yönetimi saç dökülmesi nasıl engeller sorusu akıllara gelir. Bunun en basit cevabı vücudun stresten ve kaygıdan uzaklaştıkça daha sağlıklı çalışması ve bütün vücut dengesiyle birlikte saç dengesinin de iyileşmesidir.

Stres ve Kaygı Nedeniyle Saç Dökülmesine Karşı Tedaviler

Egzama sadece ciltte değil, saçlı deride de ortaya çıkabilir. Saçlı deride görülen egzamaya seboreik dermatit adı verilir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi cildin yağlılık oranıdır. Yağlanmaya bağlı olarak da kızarıklık, kaşıntı, küçük kabuklanmalar oluşabilir.

Gerek egzama gerekse saç derisinde görülen diğer rahatsızlıklara karşı da bitkisel yağlar kullanılabilir. Beslenme alışkanlıkları iyileştirilebilir. Yeterince dinlenilebilir. Eğer vitamin eksikliği varsa çeşitli vitamin ve mineral takviyeleri alınabilir. Saç bakımı düzenli olarak yapılarak hem saçlar hem saç derisi beslenebilir. Firmamız bu alanda ihtiyacınız olan bitkisel yağ ve destekleri Türkiye’nin her yerine ulaştırmaktadır.